Türkiye seçim atmosferine girmiştir.
Bu seçim önceki seçimlere göre çok farklı koşullarda gerçekleşiyor.
Bu farkı ortaya koyan 21 yıldır iktidarda bulunan, yüz yıllık sorunları
çözmek bir yana daha da ağırlaştıran, yapısal kriz içinde olan
ulus-devleti derin bir kaos içine sokmuştur.
Muhalif kesimler de bu girdaptan çıkmak için çeşitli biçimlerde gruplaşmakta ve ittifaklar kurmaktadırlar.
İttifakların buluştukları ortak nokta, Cumhuru alaşağı etmektir.
Muhalif diye tariflenen ittifaklar içinde iktidar olabilecek olan da Millet oluyor.
Gerçi iktidara gelmek denen şey de cumhurbaşkanlığını kazanmaktır.
Bir de Meclis seçimi vardır.
Cumhurbaşkanlığını kazanmak yetmiyor, Meclis çoğunluğunu da almak gerekiyor.
Meclis’te kararların alınması ve anayasa yapmak için salt veya nitelikli çoğunluk gereklidir.
Genel eğilim gözlemlendiğinde ne Cumhur ne de Millet İttifakı’nın bu çoğunluklara ulaşmaları güçtür.
İşte asıl burada, ağırlıklı sistem dışı çözüm seçeneği sunmak için fazla vekili Meclis’e gönderme,
başta toplumsal sorunlar olmak üzere ekonomik ve diğer sorunların çözümünde etkili rol oynanabilecek tir.
Yani seçimin önemini ortaya koyan; bazı kişi veya çevreleri
Meclise taşımak değildir, demokrasi ve özgürlüğe giden yolculukta kolaylaştırıcı olabilmektir.
Seçimleri asıl önemli kılan da; yüz yıllık ceberut yapıda yeni gedikler açarak özgürlük yürüyüşünü kolaylaştırmaktır.
Seçimler buna bir fırsat sunuyor, değerlendirmemek apolitikliktir, en iyi biçimde değerlendirmek politika oluyor.
Çok bedel ödendi, hala da ödenmeye devam ediliyor.
Daha fazla bedelin ödenmesini hafifletmek bile seçim fırsatını değerlendirmenin önemini tartışmasız kılar değil mi?
Seçimleri bu amaç ve hedefler için değerlendirmenin ne sakıncası olabilir ki?
Bir veya birden fazla oluşum ortak bir kararlaşmaya giderse ona katılmaktan başka seçenek kalmaz.
Kararı olur olmaz yerlerde, platformlarda tartışmak,
bunun için zihinsel enerji harcamanın getirisi olmayacağı gibi kararı aşındırır ve çok daha fazla zarar verir.
Kuşkusuz her parti veya oluşum kendi işleyiş mekanizması içinde
değerlendirilebilir, kendileri açısından gerekli sonuçları çıkarabilirler.
Ancak kamuoyuna açık bu tartışmayı sürdürmek seçim motivasyonunu
bozacağı gibi iktidar güçlerince çeşitli şekilde bunları çarpıtma, zihinlerin
muğlaklaştırmasında kullanarak menfaat elde etmek isteyecekleri ortadır.
Hiçbir devrimci, demokrat ve yurtsever bunu bilmeyerekten olsa bile alet olmamalıdır.
Sonuç olarak seçimlere hangi partiyle girileceği ve listeleri oluşturma biçimi belirlenmiştir.
Yapılması gereken temel görev, ortaya çıkan kararlaşma doğrultusunda seçim çalışmalarına katılmaktir.
Ayrı liste ile kaybedilecek oylar bu yöntemle azami başarıya çevrilebilir.
O halde her seçmen kendisiyle birlikte en az yeni bir seçmeni kazanıp sandığa getirerek oyları en az ikiye katlayalım.