Geçtiğimiz günlerde Yerel basında fotoğraflı-görüntülü bir haber yayınlandı…
Bir belediye başkanının birlikte yaşadığımız, hayatı paylaştığımız diğer canlılara karşı bakış açısını yansıtan bir fotoğraf…
Yer, Zonguldak’ın Kilimli ilçesi…
Talimatı veren, Kilimli Belediye Başkanı Kamil Altun…
Talimatı yerine getiren, Kilimli Belediye Zabıtası…
Olay : Uyuşturucu iğnelerle vurularak bayıltılan çok sayıda sahipsiz köpek,
kamyonlara doldurulup Zonguldak Belediye sınırları içine bırakılıyor…
Kamil Altun, sahipsiz köpeklerden kurtulmak için böylesine ilkel ve insanlıkla bağdaşmayan bir yöntem uyguluyor,
üstelik sahipsiz köpekleri bir başka belediyeye “havale” ediyor.
Sahipsiz hayvanlara, bir başka deyişle sokak hayvanlarına sahip çıkmanın
başta belediye başkanları olmak üzere belediyelere verilmiş bir “kamu görevi”
olduğunu unutan Kamil Altun, soruna “kendi yöntemleri” ile çözüm arıyor,
zavallı hayvanlar için çağdaş standartlarda “hayvan barınakları” inşa edip, sağlıklı beslenip,
sağlıklı yaşamalarını sağlayacak ortamları oluşturmak yerine, hayvanlara eziyet edip kurtulmayı tercih eldiyor.
Kilimli’de Urumeli’nde paşa torunu gibi yaylana yaylana yürüyüp, egosuna tavan yaptırmaya çalışan
Kamil Altun’un bir belediye başkanına yakışmayan marifetleri sadece bununla sınırlı değil elbette…
Seçim zamanı gelip çatıyor, bu süreçte Kamil Efendi’nin “marifetleri” çok tartışılacak….
Pazaryeri, 12 katlı iş merkezi gibi gerçekleşmeyen, ancak neden gerçekleşmediği merak edilen konular da gündeme gelebilir.
Kilimli’de konuşulacak çok şey var, bunları konuşacak çok insan da çıkacak…
Üstelik, Kilimli’nin köpekleri bile ondan davacı olacak.