Kent Konseylerini düzenleyen mevzuatın gerekli mali ve idari düzenlemeler yapılarak gözden geçirilmesi, katılımın ve örgütlenmenin sokak, yapı adası, mahalle düzeyinden başlayarak daha yaygın ve tüm toplumsal kesimleri kapsayan biçime getirilmesi ve uygulamanın yaygınlaştırılması önem arz etmektedir. Kent konseylerinin en önemli sorunları: *Kent Konseyleri; etkin ve verimli faaliyetlerde bulunabilmek için, belediyelerin kendilerine, yasayla verilmiş görevlerini yerine getirmelerine; “yardım” ve “destek”lerine ihtiyacı vardır. Bu durumun düzeltilmesini sağlayacak girişimlere sistemli ve ilkeli destek sağlanması. *Yasada, Kent Konseylerinin kurulmasına destek olmayan, yardım ve destek sağlamayan belediyelere herhangi bir “yaptırım” yoktur. Bu da belediyelerin konuya duyarsız kalmasına yol açmaktadır. Bir yaptırım söz konusu olana kadar, İçişleri Bakanlığı ve Sayıştay denetçilerinin, hiç değilse denetlemelerinde; “Kent Konseyleri’nin kurulup kurulmadığı”, belediyece bir “destek sağlanıp sağlanmadığı” konusunda da detaylı inceleme yapmalarının sağlanması ve raporlarında yer verilmesi. *Faaliyetler için gerekli olan mekân ve personelin yanı sıra parasal desteğin karşılanması da önem arz etmektedir. Bu konuda Belediyelerin gelirleriyle orantılanacak, en azından bir alt sınırın mutlaka belirlenmesi ya da belediye harcama esas ve usullerine yeni bir hüküm getirilmesi. *Yerel siyaset kurumlarının, Kent Konseylerini “ele geçirilecek” bir yapı olarak görmelerini engelleyecek; yerel halkın kendi görüşlerini özgürce ifade edebilecek ve çalışmalarda objektif kararların alınmasını sağlayacak bir ilişki ve yaklaşımın içselleştirilmesi için özellikle belediye meclisi ve partilerin bu konuya özen göstermesi. Kent konseylerinin birden fazla STK’yı parti temsilcilerini, oda temsilcilerini vb. kente ait bütün katılımcıları barındıran özgün bir yapıda bulunması kentte yaşayanların Kent Konseylerine katılımın fazla olmasına imkan vermektedir. Bu kadar katılımcıyı bir araya getiren bir yapının içinde farklı seslerin bulunması kaçınılmaz bir gerçekliktir. Bu durumun da kendi içinde yeni bir çözüm odağı oluşturup uzlaşı kültürünün daha çok gelişmesine imkan vereceği düşünülen bu uzlaşı kültürü kent kültürüne yerleştiğinde de farklı seslerin bir kargaşa değil farklı çözüm yöntemleri üretme noktasında bir kaynak olabileceği düşünülmektedir. Daha yaşanabilir daha mutlu bir kent için söyleyecek sözü olan tüm Hemşerilerimiz gelin Kozlu’muzu birlikte yönetelim
