Geçtiğimizhafta, dünyadaki hangi endekste açık ara birinci olduk?”
Dünya Sefalet Endeksi’nde 1. oldu. Enflasyon diyelim yüzde 185, bunu yüzde 85 olarak gösteren
yetkiliye duyduğum sevgi ve saygı sonsuzdu. Benim duymak istediğimi söylüyordu çünkü.
Cezaevlerinde, ülkenin nüfus açısından son yirmi kentinin toplamından fazla sayıda insan
bulunuyordu, 297 bin 860 kişi ama, ben bu gerçeği duymak istemiyordum ki, benim duymak
istediğim, şahısların çıkıp ülkeye özgürlüğü, tıpkı emekli maaşı, buzdolabı ya da cankurtaran gibi,
ilk defa kendilerinin getirmiş olduklarını bağıra çağıra söylemeleriydi.
Ellerimi 36 ay taksitle aldığım montun ceplerine -fazla da bastırmadan, eskimesin ve pazarda
yerden topladığım yumuşak elmalar ezilmesin diye- sokup, iki yana öne arkaya sallanmaya
başladım, ıslıkla en bildiğim mehter marşının nağmelerine sığındım.
“Senin, kim bilir, İran’da 27 yaşındaki Kürt müzisyen Sammin
Yasin’in, Mahsa Amini’nin gözaltında ölümü sonrasında başlayan eylemlerle ilgili paylaşımları
gerekçe gösterilerek ‘Allah’a karşı savaş açma’ ve ‘ülkenin güvenliğine karşı suç işlemek için
protestocuları organize etme’ suçlarından idama mahkum edildiğinden ve bu kararın yakında infazedileceğinden de haberin de yoktur."
“Okuryazar oranı %2 olan Osmanlı toplumunun,
Cumhuriyet sonrasında herkes okuyup yazabilsin, bu oran %98’e çıkabilsin diye latin
harflerinin kabulünün ardından ‘zırcahil hale dönüştüğünü’ öne süren kişilerin bu devirde hala
biyolojik varlıklarını 30-40 IQ ile sürdürebildiklerini de bilmiyorsun dur.
Hele hele, görevi tarımı
desteklemek olan bir bankanın, neden bir medya grubunun yandaşlara devrini, bir milyar dolara
yakın bir tutarla kredilendirdiğini, sonra da, bu krediye konu olan yeşil alanın önce imara açılıp
sonra da yeşilin imhasına girişilmesine direnen sorumlu, aydınlık insanların zorla oradan
uzaklaştırıldıklarından hiç haberin yoktur!
Unutmadık: Tutuklu ya da hükümlü olan hastalar, yaşlılar, hamileler ve lohusaların yasa gereği
salı verilmiyor, kadınlar “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır”
eylemlerine, yaşama yönelik güncel tepkilerini ekleyerek devam ediyorlar, festivaller konserler
yasaklanıyor, baskılar yoğunlaşıyor, Cumartesi Anneleri canlarının akibetini 919 haftadır soruyorlar,
Boğaziçi Üniversitesi bileşenleri özgür, özerk, demokratik ve katılımcı kurtarılmış bir öğretim için 96 haftadır eylemdeler, Gezi Davası’nın
cezalarından sonra başlatılan Adalet Nöbetleri 29 haftayı geride bıraktı, sözleri yazıları haberleri
paylaşımlarından dolayı tutuklanmış olanlar hala içerdeler ve aydınlığın karanlığına
karşı her gün her an yürüttüğü savaşıma onurlu katkılarını ekliyorlar… Kalın sağlıcakla!!!